Emin Ağa Acalov’un Hayatı ve Tarihî Rolü

 

Emin Ağa Acalov (1868–1937), diğer adıyla Emin Ağa Borçalı veya Emin Bey Acalov, 20. yüzyıl başlarında Kafkasya’da yaşamış önemli bir Türk liderdir. Özellikle 1917-1919 yıllarındaki çalkantılı dönemde Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Kars Millî İslâm Şûrası (Güneybatı Kafkas Hükûmeti) adlı geçici devletin ilk reislerinden biri olarak tanınıraz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org. Hayatı boyunca bölgesindeki Türk-Müslüman halkın haklarını savunmuş, dönemin siyasî gelişmeleri içinde aktif rol almış ve bıraktığı mirasla bölge tarihinde iz bırakmıştır.

Erken Yaşamı ve Eğitim

Emin Ağa Acalov, 1868 yılında Rus İmparatorluğu’na bağlı Tiflis guberniyasının Borçalı yöresindeki Kepenekçi köyünde doğduabdullahabdurrahman.wordpress.com. Acalov’un ailesi Borçalı’nın saygın sülalelerinden Hacallı soyuna mensuptu; resmî belgelerde soyadı Hacalıyev (Rusça Adjaliev) olarak geçmiştir. Doğduğu dönemde Borçalı bölgesi büyük ölçüde Türk (Karapapak/Terekeme) nüfusun yaşadığı, ancak Rus egemenliğinde bir kazaydıabdullahabdurrahman.wordpress.com. Küçük yaşlardan itibaren dinî ve ilmî eğitim alan Emin Ağa, dört yıl medresede okuyarak Kur’an’ı ve Arap alfabesini öğrendiabdullahabdurrahman.wordpress.com. Gençlik çağında Rus tarzı bir okula (gimnazyum/lise) devam edip Rusça öğrendi; daha sonra Ağbulaq Orman Mektebi’ni bitirdiği bilinmektediraz.wikipedia.org. Babasını erken yaşta kaybeden Emin Ağa, 17 yaşında aile çiftliğinin idaresini üstlenerek sorumluluk aldıabdullahabdurrahman.wordpress.com.

Emin Ağa, gençliğinden itibaren cesareti, adaletli ve mert karakteriyle yöresinde saygı


kazanmıştıabdullahabdurrahman.wordpress.com. Rivayete göre Borçalı’da bir Nevruz kutlaması sırasında düzenlenen at yarışı yarışmasında birinci gelmesi, hayatında dönüm noktalarından biri oldu. Bu başarısı üzerine dönemin Kafkasya Genel Valisi (Rus Çarlık yönetiminin Tiflis’teki yöneticisi) onu makamına çağırdı. Gencin zekâsı ve cesaretinden etkilenen Vali, Emin Ağa’yı Telavi kazasında özel görevli memur olarak atadıabdullahabdurrahman.wordpress.com. Böylece Emin Ağa, henüz 20’li yaşlarının başında Çarlık idaresinde resmî bir görev üstlenmiş oldu. Ancak bir yıl sonra, kendi isteğiyle bu görevden ayrılarak doğduğu Borçalı topraklarına geri döndüabdullahabdurrahman.wordpress.com.

Çarlık Döneminde Mücadeleler (1890’lar – 1907)

Borçalı’ya döndükten sonra Emin Ağa Acalov, bölgede meydana gelen çeşitli hadiseler nedeniyle çatışmalı bir yaşam sürmek zorunda kaldı. Kısa süre içinde kendisini silahlı bir vakanın içinde buldu: Köyünde çıkan bir anlaşmazlık sırasında vurularak yaralandı; kendisine ateş açanlardan birini öldürüp ikisini yaraladıkepenekci.net. Olayın ardından Çarlık makamlarınca hakkında soruşturma açılan Emin Ağa, tutuklanmamak için kaçak duruma düştü. Etrafına, Rus idaresinin haksızlıklarından bunalan ve adalet arayan Borçalı gençlerinden oluşan küçük bir grup topladı (yalnızca en güvendiği 7 kişiyi yanına aldı)kepenekci.net. Bu silahlı fedaileriyle birlikte bir süre “qaçaq” (kaçak/eşkıya) hayatı yaşadı; Borçalı, Ahıska-Mesheti, İrevan, Gence, Kars, Iğdır, Ardahan, Erzurum hatta İran’ın kuzeybatısındaki Mərənd ve Hoy bölgelerine kadar uzanan geniş bir coğrafyada dolaşarak, hükûmet güçlerine karşı durdu ve kaçakçılık yaptıaz.wikipedia.orgkepenekci.net. Bu faaliyetleriyle halk arasında bir nevi efsaneleşen Emin Ağa, bölgede düzeni sağlamakta zorlanan Çarlık yetkililerinin dikkatini çekti. Sonunda Borçalı’ya atanan Prens Tarxanov’un girişimiyle, Emin Ağa’nın teslim olması halinde affedileceği taahhüt edildi ve kendisine resmî af çıkarıldıaz.wikipedia.org.

Fakat kısa süre sonra Emin Ağa’nın adını duyuran bir başka hadise yaşandı. 1898 yılında nişanlısını aile izni olmadan kaçırıp evlendiği için Tiflis’teki mahkeme tarafından yargılandı. Mahkeme 18 Nisan 1898’de onu bütün imtiyazlarının elinden alınması koşuluyla Astrahan’a sürgün cezasına çarptırdıkepenekci.net. Ancak bu sürgün gerçekleşmedi; çünkü aynı dönemde bölgede nüfuzlu bir aile olan Orbeliani Prensliği’ne ait çalınmış atların bulunması ve iade edilmesi hususunda Emin Ağa’nın yardımcı olduğu ortaya çıktı. Orbeliani ailesine yaptığı bu iyilik sayesinde mahkeme cezasını sürgünden bir ay hapse indirdikepenekci.net. Kısa süreli hapis cezasını çektikten sonra serbest kalan Emin Ağa, yeniden köyü Kepenekçi’ye dönerek 1905 yılına dek sakin bir hayat sürdürmeye çalıştıkepenekci.net.

1905 yılına gelindiğinde, Çarlık Rusyası’nda yaşanan devrimci dalganın etkisiyle Kafkasya’da etnik gerginlikler tırmandı. 1905–1907 arasında Çarlık otoritesinin zayıflamasından yararlanan silahlı Ermeni çeteleri ile bölgedeki Müslüman Türk ahali (Azerbaycan Türkleri ve Karapapaklar) arasında kanlı çatışmalar patlak verdi. Özellikle Tiflis merkezli olaylar Borçalı bölgesine de sıçradı; Tiflis’in Haravallar (Hallavar) ve Meydan mahalleri ile Borçalı’ya bağlı Şulaveri civarında çatışmalar şiddetlendiabdullahabdurrahman.wordpress.comabdullahabdurrahman.wordpress.com. Başlangıçta Emin Ağa bu “ermeni-müsəlman davası” olarak anılan çatışmaları yatıştırmaya çalıştı; tarafları sükûnete davet ettiabdullahabdurrahman.wordpress.com. Ne var ki, silahlı Ermeni grupların sivil Türklere yönelik saldırılarının gitgide arttığını görünce Emin Ağa da silaha sarılmak zorunda kaldı. Kendi çevresindeki cesur Borçalı ileri gelenleri –Abdallı Kör İsmayıl, İsrafil Ağa, Astan Ağa, Darvazlı Mehralı, Cöyrə oğlu Qara gibi isimlerle– birlikte silahlı direniş örgütledi. Bu milis kuvvetleri Tiflis, Yekaterinenfeld (bugünkü Bolnisi) ve çevresinde baskınlar düzenleyerek pek çok silahlı Ermeni fedaisini etkisiz hale getirdileraz.wikipedia.org. Bu mücadeleler sırasında bölgedeki Müslüman köylerini korumada Emin Ağa’nın büyük rolü oldu. Çatışmaların artması üzerine Rus yönetimi duruma müdahale etti; 1907’de Çarlık ordusu Borçalı’ya askeri birlikler sevk ederek bölgeye sıkıyönetim uygulamaya başladıaz.wikipedia.org. Bu askerî idare 1912’ye dek sürdü ve görece bir sükûnet sağlandı.

Sıkıyönetim yıllarında dahi Emin Ağa’nın mücadele azmi kırılmadı. Arkadaşları ondan bölgeyi terk etmesini önerdi: Yakın dostu Kör İsmayıl birlikte yeniden dağlara çekilmeyi teklif ederken, eski bir kaçak iken Osmanlı ordusuna girmiş olan diğer bir dostu Darvazlı Mehralı (Mehraoğlu) Paşa ise kendisini Osmanlı ordusunda subay olmaya davet ettiaz.wikipedia.org. Fakat Emin Ağa her iki teklifi de reddetti ve memleketi Borçalı’dan ayrılmayacağını kesin bir dille ifade ettiaz.wikipedia.org. Onun bu kararı, ilerleyen yıllarda Borçalı’da üstleneceği tarihî rollerin de habercisi olacaktı.

1917 Devrimi Sonrası: Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti (1917–1918)

Birinci Dünya Savaşı ve 1917’de Rus Çarlığı’nın çöküşü, Kafkasya’da otorite boşluğu ve belirsizlik dönemi başlattı. Rus ordusunun geri çekilmesiyle Ermeni ve Gürcü milisler pek çok bölgede hakimiyet kurma mücadelesine girişti. Borçalı da bu güç mücadelesinin yaşandığı yerlerdendi. 17 Aralık 1917 tarihinde silahlı Ermeni birlikleri aniden Borçalı bölgesine saldırdı; Sadaxlı, Lembeli, Dəmyə Gorarxlı, Saral, Ağaməmmədli gibi köylerde çatışmalar yaşandıaz.wikipedia.org. Emin Ağa Acalov, Borçalı Türkleriyle birlikte bu saldırılara karşı bizzat savaştı ve bölgeyi savundu. Çatışmalar neticesinde Ermeni tarafı ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda bırakıldıaz.wikipedia.org. Ancak Rus yönetiminin bölgede tamamen çökmesiyle ortaya çıkan otorite eksikliği, Borçalı’da geleceğe dair belirsizlik yaratıyordu. Nitekim 30 Aralık 1917’de Kafkasya’daki geçici Rus hükûmeti (Transkafkas Komiserliği), Borçalı’nın dağlık kesimlerini (Lorri-Pembek bölgesi) “tarafsız bölge” ilan ederek fiilen yönetimsiz bıraktı; bu topraklar bir yıl sonra Ermenistan’a devredilecektiaz.wikipedia.org.

Bölgedeki Müslüman Türk ahali, hem Ermeni silahlı grupların saldırılarına karşı kendini korumak, hem de bağımsız bir irade ortaya koymak amacıyla teşkilatlanmaya yöneldi. Osmanlı topraklarında ve diğer Kafkas bölgelerinde de benzeri milli hareketlerin görüldüğü bu süreçte (1917 sonlarında Kırım Tatarları Cumhuriyet ilan etmiş, Ahıska Türkleri muhtariyet ilan etmiştiabdullahabdurrahman.wordpress.com), Borçalı Türkleri de kendi kaderlerini tayin etme arayışına girdilerabdullahabdurrahman.wordpress.com. Bu çabalar sonucunda Aralık 1917’nin sonunda Emin Ağa Acalov önderliğinde Borçalı’da bağımsızlık girişimi resmiyet kazandı. Emin Ağa, Borçalı Türk İslam Cemiyeti Reisi Kurbanali Efendi Halilzade ile Borçalı’nın Sünni müftüsü Yusuf Efendi Allahyarzade ve Şii din adamı Şeyh Muhammed Ali gibi önde gelen şahsiyetlerle bir araya gelerek “Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti” adıyla yeni bir yönetimin kurulduğunu ilan ettileraz.wikipedia.org. Bu oluşum, Kafkasya’daki ilk Türk cumhuriyet teşebbüslerinden biriydi ve fiilen Borçalı bölgesindeki Türklerin özerk idaresini hedefliyordu.

Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş amacı, bizzat kurucuları tarafından bölgedeki Karapapak Türklerini dış saldırılardan korumak şeklinde açıklanmıştırabdullahabdurrahman.wordpress.com. 1918 yılının ilk aylarında, Transkafkasya’nın siyasi geleceği belirsizliğini korurken, Borçalı Türkleri kendi öz savunma ve idare mekanizmalarını oluşturmaya çalıştılar. Nisan 1918’de Borçalı Cumhuriyeti’nin varlığı daha resmî bir nitelik kazandı ve bağımsız bir devlet statüsünde olduğu dünyaya duyurulduabdullahabdurrahman.wordpress.com. Ancak kısa süre sonra, 26 Mayıs 1918’de Gürcistan’ın Transkafkasya Federasyonu’ndan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesiyle Borçalı toprakları üzerinde Gürcü hükûmetinin iddia ve baskıları başladıetd.lib.metu.edu.tr. Gürcü ordusu Borçalı kazasına girerek kontrolü sağlama çabasına giriştiği sırada, Borçalı Türkleri ile Tiflis merkezli yeni yönetim arasında gerginlikler yaşandıetd.lib.metu.edu.tr. Bu süreçte Emin Ağa Acalov, Osmanlı Devleti ve yeni kurulan Azerbaycan hükûmeti nezdinde diplomatik girişimlerde bulunarak yardım talep etti.

1918 yılı Mayıs ayı başlarında Kafkas İslam Ordusu komutanları Nuri Paşa ve Enver Paşa, Gence üzerinden Azerbaycan’a yardıma gelirken Borçalı sınırına uğradılar. Emin Ağa, bu Osmanlı paşalarını karşılayıp Gazah’a (Gazakh) kadar uğurladı ve aracılıklarıyla Osmanlı Sultanı’na ve Azerbaycan Türk Hükûmeti’ne mektuplar göndererek Borçalı Türkleri için destek talebinde bulunduaz.wikipedia.org. Ne var ki beklenen somut askerî yardım o tarihte sağlanamadıaz.wikipedia.org. Yine de Osmanlı ordusu bölgede bulunduğu sürece Borçalı’da ciddi bir Ermeni saldırısı olmadı. Osmanlı Devleti ile İttifak Devletleri arasında imzalanan Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) uyarınca Osmanlı ordusu Kafkasya’dan çekilmeye başlayınca, Borçalı ve çevresinde yeniden bir güç boşluğu doğduaz.wikipedia.org. Osmanlı Kafkas cephesi komutanlarından 9. Ordu Kumandanı Yakub Şevki Paşa, çekilme sürecinde 5 Kasım 1918’de Kars’ta Emin Ağa ile özel bir görüşme yaptı ve Borçalı Türklerinin mücadelesine her türlü desteği vereceği sözünü verdiaz.wikipedia.org. Bu temas, Emin Ağa’nın Borçalı dışındaki bölgesel hareketlere de katılımının başlangıcı oldu.


Kars İslâm Şûrası ve Güneybatı Kafkas Hükûmeti (1918–1919)

Osmanlı ordusunun çekilmesiyle birlikte Kafkasya’nın güneybatı kesiminde (Kars, Ardahan, Batum ve Nahcivan hattında) otorite boşluğu oluşmuştu. Bu bölgede çoğunluğu Türk-Müslüman olan halk, İtilaf Devletleri (özellikle İngilizler) ve bölgede toprak iddiası olan Ermeni ve Gürcü güçlerin tehdidi altındaydıaz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org. Bu koşullar altında Kars şehrinde yerel ileri gelenler bir araya gelerek bölge Müslümanlarının ortak siyasî iradesini teşkil etmek üzere Kars Millî İslâm Şûrası adıyla bir meclis kurmaya karar verdiler. 5 Kasım 1918 tarihinde Kars Belediye Başkanı Fakhraddin (Fahrettin) Bey’in çağrısıyla Kars’ta bir araya gelen heyette, dönemin önde gelen isimlerinden Ali Rıza Ataman, Karslı Sarı Halil oğlu Muhlis, Orenburglu Tevfıddin Mami (Mamlıoğlu) ve Emin Ağa Acalov gibi temsilciler yer aldıaz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org. Bu toplantıda gizli faaliyet gösteren İslam Komitesi’nin çalışmaları açık bir şûra organizasyonuna dönüştürüldü ve bölgede Türk-İslâm unsurlarını tek çatı altında toplama kararı alındıaz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org. Kısa süre içinde civar bölgelerdeki Müslüman halk temsilcileri Kars’ta büyük bir kongreye davet edildiaz.wikipedia.org.

14 Kasım 1918’de Kars’ta Birinci Kars Kongresi toplandı. Kongre sonucunda iki yönetim organı oluşturuldu: İlki, Fahrettin Bey Piroğlu başkanlığında 8 kişilik bir Muvakkat Heyet (geçici yönetim kurulu); ikincisi ise Emin Ağa Acalov’un reisliğinde kurulan Millî İslâm Şûrası Umumî Merkezi (Genel Merkez) idiaz.wikipedia.org. Fakhraddin (Fahrettin) Bey aynı zamanda Emin Ağa’nın yardımcısı (reis muavini) olarak Şûra yönetimine dahil olduaz.wikipedia.org. Bu yapı, Kars ve çevresindeki Türk-Müslüman halkın kendi kendini yönetme iradesini temsil ediyordu. Ardından daha kapsamlı bir genel kongre için çağrı yapıldı.


30 Kasım – 2 Aralık 1918 tarihleri arasında İkinci Kars Kongresi gerçekleştirildi. Kongrenin ilk gününe 60 delege katıldı, sonraki günlerde bu sayı 70’e ulaştıaz.wikipedia.org. Kongre başkanlığına oybirliğiyle İbrahim Bey Cahangirzade seçildiaz.wikipedia.org. Bu kongrede Kars merkezli bağımsız bir hükûmetin kurulması kararlaştırıldı. Alınan karar uyarınca “Millî İslâm Şûrası Hükûmeti” adlı geçici devlet yapısı ilan edildiaz.wikipedia.org. Devlet başkanlığına (hükûmet reisi) İbrahim Bey Cahangirzade getirilirken, başkan yardımcılığına Emin Ağa Acalov seçildiaz.wikipedia.org. Böylece Emin Ağa, fiilen Güneybatı Kafkasya’da kurulan bu geçici Türk devletinin ikinci adamı konumuna yükseldi. Kars merkezli yeni hükûmete, önceden bölgede kurulmuş olan Ahıska Geçici Hükûmeti, Aras Türk Cumhuriyeti (Nahçıvan bölgesinde) ve Batum Milli Şûrası gibi yerel yönetimler de katılma kararı aldılaraz.wikipedia.org. Kongrede ayrıca devlet organizasyonunun temel esasları belirlendi: Türk bayrağının resmî bayrak olarak kabulü, idarî işlerde Osmanlı kanunlarının uygulanması ve düzenli bir ordunun kurulması kararlaştırıldıaz.wikipedia.org. Oltu, Ardahan, Kağızman ve Nahçıvan gibi stratejik bölgelerde 5 kişilik yerel millî şûralar kurulması da alınan kararlar arasındaydıaz.wikipedia.org.

Emin Ağa Acalov, Kars İslam Şûrası’nın ilk reisi olarak sadece bölgesel değil uluslararası düzeyde de tanınma çabaları yürüttü. Nitekim 8 Aralık 1918’de Kars İslam Hükûmeti adına Tokyo’daki Japon İmparatoru’na Fransızca bir telgraf gönderilmiştir. Telgrafta Japon İmparatoru’na hitaben, “Asya Asyalılarındır davasının bayraktarı sıfatıyla size müracaat ediyoruz; Kars İslam Şûrası Hükûmeti’nin siyasî mevcudiyetinin tanınmasında yardımınızı bir Asyalı olarak rica ediyoruz” denilmiştirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Bu çağrı, Emin Ağa’nın önderliğindeki hükûmetin uluslararası tanınma arayışında ne denli cüretkâr adımlar attığını göstermektedir. Gerçekten de Güneybatı Kafkas Hükûmeti, döneminin Wilson Prensipleri’ne atıf yaparak kendi kaderini tayin hakkını talep etmiş, bölgede kalıcı bir Türk yönetimi tesis etmeye çalışmıştıraz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org.

Emin Ağa Acalov, Kars merkezli bu yeni devletin güçlenmesi için yoğun çaba harcadı. 1919 yılının ilk aylarında, dayısı Halil Paşa (Enver Paşa’nın amcası) önderliğinde Ardahan’da toplanan kongrelerle Kars Hükûmeti’nin nüfuzu genişletilmeye çalışıldıaz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org. Bu arada Emin Ağa, Kars’ta oluşturulan yönetimin kararlarını ve varlığını çevre bölgelere duyurmak için faal oldu. Özellikle Nahçıvan ve Ahıska taraflarına temsilciler gönderilerek yerel halkın Kars merkezli hükümete bağlı kalması sağlanmaya çalışıldıabdullahabdurrahman.wordpress.comabdullahabdurrahman.wordpress.com


Ancak Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti’nin güçlenmesi, bölgedeki büyük güçlerin çıkarlarıyla çelişiyordu. Osmanlı Devleti’nin savaştan yenik çıkmasının ardından bölgede nüfuz kuran İngilizler, Kafkasya’da kendi denetimleri dışında güçlü bir Türk varlığı oluşmasından rahatsız oldularabdullahabdurrahman.wordpress.comabdullahabdurrahman.wordpress.com. Diğer yandan Ermeni ve Gürcü taraflar da Kars ve çevresini kendi topraklarına katmak istiyorlardı. 12 Nisan 1919’da Ermeni kuvvetleri, İngilizlerin desteğiyle Kars vilayetine saldırıya geçtiaz.wikipedia.org. Bu saldırı sırasında Kars ve civarında çatışmalar yaşandı ve sivil Türk halkı büyük zarar gördüaz.wikipedia.org. İtilaf Devletleri’nin bölgedeki temsilcisi konumundaki İngiliz birlikleri, çatışmaları durdurmak yerine doğrudan Güneybatı Kafkas Hükûmeti’ne son vermeye yöneldi. 13 Nisan 1919 tarihinde İngilizler, Kars’ı resmen işgal ederek Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırdıabdullahabdurrahman.wordpress.com. Emin Ağa Acalov’un da içinde bulunduğu 35 kişilik Kars Millî Şûrası hükümet üyeleri İngilizler tarafından tutuklandıaz.wikipedia.org. Esir alınan liderler, bir zırhlı trenle önce Gümrü’ye (Alexandropol), oradan Batum üzerinden Malta Adası’na sürgüne gönderildileraz.wikipedia.org. Bu sürgün, tarih literatüründe “Malta Sürgünleri” olarak bilinen olayın bir parçasıdır. Böylece, ömrü yalnızca birkaç ay süren Güneybatı Kafkas Hükûmeti fiilen sona ermiş olduaz.wikipedia.org.

Sürgün Yılları, Firar ve Son Dönemi (1919–1937)

Malta sürgününe gönderilenler arasında bulunan Emin Ağa Acalov, talihin yardımı ve bazı dostlarının girişimleri sayesinde bu akıbetten kurtuldu. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin o dönemdeki başbakanı Fetəli Han Hoyski, İngiliz yetkililerle temas kurarak Emin Ağa’nın affedilmesi için özel girişimde bulunduaz.wikipedia.org. Hoyski, Emin Ağa’nın geçmişte Azerbaycan halkına yaptığı hizmetleri hatırlatarak, onu Malta yerine daha hafif bir ceza ile cezalandırmaları yönünde müttefikleri İngilizlere ricada bulunduabdullahabdurrahman.wordpress.comabdullahabdurrahman.wordpress.com. Bu diplomatik girişim başarıya ulaştı ve İngilizler Emin Ağa’yı Malta’ya yollamak yerine, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te hapsedilmesini kabul ettileraz.wikipedia.org. Böylece Emin Ağa, bir süre Tiflis Metekhi Hapishanesi’nde tutuklu kaldı.

Emin Ağa Acalov, Tiflis’te cezasını çekerken pes etmeyecekti. Metekhi zindanında bir müddet kaldıktan sonra kaçmanın bir yolunu buldu ve firar ettiaz.wikipedia.org. Firarından hemen sonra gece vakti doğruca Tiflis hapishane müdürünün evine gitti. Müdüre, “Bakın, işte kaçtım. Beni isterseniz tekrar yakalatın, isterseniz izin verin” diyerek açıkça meydan okuduğu rivayet edilirabdullahabdurrahman.wordpress.comabdullahabdurrahman.wordpress.com. Bu beklenmedik cesaret karşısında şaşıran hapishane müdürü, Emin Ağa’yı tekrar tutuklatmak yerine ondan Tiflis’i terk etmesi şartıyla serbest kalabileceğini söylediabdullahabdurrahman.wordpress.com. Emin Ağa da bu sözü tutarak Gürcistan topraklarını terk edip doğuya, Azerbaycan’a geçti.

1919’un sonlarında Emin Ağa, kendisi için nispeten daha güvenli gördüğü Gazah (Gazax) bölgesine yerleştiaz.wikipedia.org. Borçalı’nın hemen güneyindeki Gazah, o dönemde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti sınırları içindeydi (1920’den sonra Azerbaycan SSC’ye dahil oldu). Emin Ağa hayatının kalan yıllarını Gazah’ta, aktif siyasetten uzak bir şekilde geçirdi. Ne var ki Sovyet hakimiyetinin pekiştiği 1930’lu yıllarda eski bir “Milliyetçi lider” olarak geçmişi, Stalin dönemi baskıcı politikaları açısından risk teşkil ediyordu. 1937 yılında Emin Ağa Acalov Gazah’ta vefat ettiaz.wikipedia.org. Ölüm sebebi hakkında net bilgi olmamakla birlikte, 1937 yılının Sovyetler Birliği’nde Büyük Temizlik (Stalin’in tasfiye hareketleri) dönemi olması, onun da bu baskıların bir kurbanı olabileceğini düşündürmektedir. Mezarı, Gazah bölgesindeki Qarapapaklar (Karapapaklar) köyünde bulunmaktadıraz.wikipedia.org. Uzun yıllar unutulmaya yüz tutan kabri, ancak yakın dönemde araştırmacılar ve aile yakınları tarafından tespit edilip ziyarete açılmıştıraz.wikipedia.orgktpmakale.isam.org.tr.

Edebi Yönü ve Tarihî Mirası

Emin Ağa Acalov sadece bir savaşçı ve devlet adamı değil, aynı zamanda kültürel yönü olan bir şahsiyetti. Halk edebiyatına ve aşıklık/ozanlık geleneğine meraklıydı; bağlama (saz) çalıp halk türkülerini icra ettiği, fırsat buldukça şiirler yazdığı bilinmektediraz.wikipedia.org. Kafkasya Türk halkının geri kalmışlığına üzülerek onları cehaletten kurtulmaya teşvik etmek istemiş, bu amaçla kaleme aldığı bir eseri yayınlamıştır. 1912 yılında Tiflis’te “Bəsdi, Oyan!” (Yeter, Uyan!) adlı bir kitapçık yayımlayan Emin Ağa, bu eserinde halkına eğitim ve uyanış çağrısı yapmıştıraz.wikipedia.org. Kitabın önsözünde, “Herkes elinden geldiği kadar, her ne şekilde olursa olsun, insanlığa ve bilhassa kendi milletine yardım etmelidir... Milletimizin bugünkü haline bakınca insanın durmaya gönlü razı olmuyor; işte bu yüzden ben aciz kul da bu küçük kitabçığı yazıp yayınlamaya girişiyorum” diyerek halka seslenmiştiraz.wikipedia.org. Bu yayın, Borçalı Türklerinin milli şuurunu uyandırma çabasının bir parçası olarak değerlidir.

Emin Ağa’nın bıraktığı tarihî miras, yaşadığı dönemin zorlu koşulları göz önüne alındığında son derece anlamlıdır. O, Azerbaycan ve Gürcistan sınır bölgesinde yaşayan Borçalı Karapapak Türklerinin hem bir halk önderi, hem de bir mücahit lider kimliğiyle temayüz etmiştir. Kafkasya’da 1918-1919 yıllarında ömrü kısa sürmüş olsa da Borchalı Karapapak Türk Cumhuriyeti ve Güneybatı Kafkas (Kars) Cumhuriyeti gibi oluşumlar, bölgedeki Türk-Müslüman toplulukların self-determinasyon arayışının erken örnekleriydi. Emin Ağa Acalov, bu devletçiklerin kuruluşunda ve yönetiminde kilit rol oynayarak, halkının kaderini kendi eline alması gerektiği fikrini bizzat eyleme dönüştürmüştüraz.wikipedia.orgaz.wikipedia.org. Onun liderliğinde Borçalı ve Kars bölgelerindeki Türkler, Ermeni ve Gürcü silahlı güçlerine karşı var olma mücadelesi vermiş; kısa süreli de olsa kendi bayrakları altında birlik olmayı tatmıştır. Bu deneyimler, sonraki nesiller için birer millî hafıza kaynağı olmuş ve bölgedeki Türk topluluklarının kimlik bilincine katkı yapmıştır.

Uzun yıllar Sovyet döneminde üzeri örtülen Emin Ağa Acalov’un adı, Sovyetlerin dağılmasından sonra yeniden tarihyazımına dahil edilmeye başlanmıştır. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’daki araştırmacılar onun hayatını ve faaliyetlerini inceleyen makaleler kaleme almış, özellikle Kafkas Üniversitesi akademisyenlerinin çalışmaları sayesinde Emin Ağa’nın tarihî önemi vurgulanmıştırdergipark.org.tr. Günümüzde Borçalı ve Kars yöresinde Emin Ağa, “Kepenekçi Emin Ağa” namıyla saygıyla anılmakta; Karapapak/Terekeme Türkleri arasında bir kahraman ve efsanevi lider olarak hatırlanmaktadır. Onun mücadelesi, Kafkasya’da Türk varlığının korunması yolunda verilen en çetin imtihanlardan biri olarak tarihe geçmiştir.

Kaynaklar:

 

Yorumlar