Giriş
- yüzyıl
Anadolu ve Kafkasya halk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden Çıldırlı
Âşık Şenlik (1850-1913), yaşadığı bölgenin siyasi çalkantıları
içerisinde sazı ve sözüyle halkına yön vermiş bir halk ozanıdırtr.wikipedia.org. Özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus
Harbi sonrasında doğu vilayetlerinin Rus işgaline girdiği yıllarda, Âşık
Şenlik halkı bir arada tutan bir toplum önderi olarak ön plana
çıkmış; milli ve manevi duyguları canlı tutan şiirleriyle tanınmıştırdergipark.org.trtr.wikipedia.org. “93 Koçaklaması” adıyla
bilinen ünlü destansı şiiri, “Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana”
mısrasıyla o dönemde vatan savunmasının adeta parolası haline gelmiştirtr.wikipedia.org. Aynı şekilde “Allah’tan Âl
Osmanlı İsterem” diye bilinen şiirinde dile getirdiği arzular, Osmanlı
Devleti’ne duyduğu bağlılık ve bağımsızlık özlemini yansıtır. Bu makalede
Âşık Şenlik’in hayatı, Çıldır ve çevresindeki faaliyetleri, Rus işgali
altındaki yıllarda halkı milli bilince yönlendirme çabaları ve özellikle
bahsi geçen iki eseri ışığında bağımsızlık tutkusu ele alınacaktır. Ayrıca
Osmanlı Devleti ve Kafkas halklarıyla ilişkileri ve ozanın zehirlenerek
öldüğü yönündeki iddialar, akademik bir yaklaşımla incelenip güvenilir
kaynaklar eşliğinde tartışılacaktır.
Âşık Şenlik’in Hayatı ve Çıldır Yöresindeki Faaliyetleri
Asıl adı Hasan olan Âşık Şenlik, 1850 yılında bugünkü
Ardahan ilinin Çıldır ilçesine bağlı Suhara (şimdiki adıyla Yakınsu,
kendi onuruna “Âşık Şenlik” adını almıştır) köyünde doğmuşturteis.yesevi.edu.tr. Ailesi, 18. yüzyılda Kafkasya ve İran
Azerbaycan’ından göç ederek Çıldır ve Ardahan havalisine yerleşmiş Karapapak
(Terekeme) Türkleri’ndendirteis.yesevi.edu.tr. Babası Molla Kadir çiftçilikle geçinen
bir köylü, annesi Zeliha ise okur-yazar, zeki ve kültürlü bir kadındıteis.yesevi.edu.tr. Küçük yaşlardan itibaren yöredeki uzun
kış gecelerinde anlatılan halk hikâyeleri, şehitlik menkıbeleri, destanlar ve 93
Harbi’nin acı hatıralarıyla büyüyen Hasan, bu zengin kültürel ortamın
etkisiyle yurt sevgisi ve kahramanlık duygularını erken yaşta benimsediteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. Gençliğinde halk ozanlarına özgü rüyada
“bade içme” deneyimini yaşadığı rivayet edilir; bir av esnasında uykuya
daldığında rüyasında pir elinden bade içerek aşıklık yeteneğini kazandığını,
Tanrı’nın lütfuyla Arapça, Farsça ve İbranice öğrendiğini dile getirmiştirteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. Bu olaydan sonra “Hak âşığı” olarak
tanınmaya başlayan Hasan, mahlas olarak “Şenlik” adını almış ve yörede
ünü yayılmaya başlamıştırteis.yesevi.edu.tr.
Âşık Şenlik, formel bir medrese eğitimi almamış olsa da,
genç yaşta çevresindeki usta âşıkları dinleyerek ve onlarla atışarak kendini
yetiştirdi. Çıldır’ın sözlü kültür ortamında yetişen Şenlik, köyüne gelen
aşıkları dikkatle takip etmiş; bu meclislerde öğrendiklerini ve annesinin
sağladığı okuma-yazma bilgisiyle edindiği birikimi harmanlayarak kısa sürede
söz ustalığıyla temayüz etmiştirteis.yesevi.edu.tredebiyatvesanatakademisi.com. 19 yaşında Ahılkelekli Âşık
Nuri’den saz çalmayı öğrenip formel anlamda çırağı oldu ve böylece hem söz hem
saza vakıf bir halk ozanı haline gelditr.wikipedia.org. Kısa sürede ün kazanan Âşık Şenlik, Kars
ve Ardahan çevresinin yanı sıra Gürcistan, Ahıska, Borçalı, Tiflis ve Revan
gibi Kafkas coğrafyasının pek çok yerine seyahat ederek döneminin diğer
âşıklarıyla karşılaşmalar yaptı, çeşitli düğün ve şölenlere katıldıtr.wikipedia.orgedebiyatvesanatakademisi.com. Özellikle Erzurumlu Âşık
Sümmani ile dostluğu meşhurdur; Sümmani ile bir kardeş gibi diyar diyar
dolaşmış, bir çok atışma ve müşterek hikâye anlatma geleneğini paylaşmışlardıredebiyatvesanatakademisi.comedebiyatvesanatakademisi.com. Yine Azerbaycan’ın ünlü
ozanlarından Âşık Elesger (Azerbaycan Türkçesiyle Aşıq Ələsgər) gibi isimlerle
de tanışmış ve karşılıklı etkileşimde bulunmuşturaregem.ktb.gov.trtr.wikipedia.org. Bu sayede Âşık Şenlik sadece kendi
yöresinde değil, Azerbaycan ve Doğu Anadolu sahasındaki ozanlar arasında da
saygın bir konum edinmiştir.
Âşık Şenlik, bir yandan usta âşıkların eserlerini öğrenip
geleneğe vâkıf olurken diğer yandan kendi özgün hikâyelerini ve şiirlerini de
oluşturmuştur. Latif Şah, Sevdakâr (Şah) ile Gülenaz Sultan ve Salman
Bey ile Turnatel Hanım gibi tamamen kendi tasnifi olan halk hikâyeleri
kaleme almış, bu hikâyelerin içerisine koşma ve türkü formunda şiirler
yerleştirmiştirteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. Ayrıca âşıklık geleneğinde “musannif
âşık” (hikâye derleyip oluşturan ozan) olarak anılmasını sağlayan bu
hikâyelerde, bölgedeki gerçek olaylardan ilham alarak kurguya milli ve manevi
değerleri yansıtmıştırteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. Şiir teknikleri bakımından da son
derece mahir olan Şenlik; divani, koşma, tecnis, destan, türkü, bayatı gibi
halk şiiri biçimlerinde toplam 1600’den fazla dörtlük bırakmıştırteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. Terekeme (Karapapak) şivesini
şiirlerinde ustalıkla kullanmış; Azerbaycan sahası âşık edebiyatının şekil ve
makam özelliklerini Anadolu’ya taşıyarak kendine özgü bir ekol yaratmıştırteis.yesevi.edu.tr. Bu yönüyle, çağdaşı halk ozanları
üzerinde derin etkiler bırakmış; ondan sonra gelen pek çok âşık (Sümmani,
Posoflu Zülâli, Âşık Elesker vb.) Şenlik’in üslubunu örnek almıştırtr.wikipedia.orgteis.yesevi.edu.tr.
Rus İşgali Döneminde Milli Bilinci Uyandırma Çabaları
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) Osmanlı Devleti için
ağır bir yenilgiyle sonuçlanmış; Kars, Ardahan, Artvin ve çevresi
yaklaşık kırk yıl boyunca Çarlık Rusyası yönetimine bırakılmıştırteis.yesevi.edu.tr. Çıldır ve civarı bu dönemde Osmanlı ile
Rus İmparatorluğu arasında sınır hattı konumundaydı ve ardı arkası kesilmeyen
savaşlar, zorunlu göçler, muhacirlik dramları halkın hafızasında derin yaralar
açmıştırteis.yesevi.edu.tredebiyatvesanatakademisi.com. Bölge halkı bu yıllara “kırk
yıllık kara günler” adını vermiş; yaşanan acılar halk edebiyatına yanık
ağıtlar, destanlar ve türküler şeklinde yansımıştırdergipark.org.trteis.yesevi.edu.tr. İşte böyle bir esaret ortamında Âşık
Şenlik, tüm bu olumsuzluklara rağmen halkının milli ruhunu ayakta tutmaya
çalışan bir halk lideri olarak ortaya çıkmıştır. Rus işgali altındaki
yıllarda söylediği kahramanlık şiirleri (koçaklamalar ve destanlar), halkın
milli ve manevi duygularını diri tutmuş; duygu, düşünce ve eylemde birlik ve
bütünlük sağlamıştırdergipark.org.tr. Ozanın dizelerinde ifadesini bulan
cesaret, sabır ve umut mesajları sayesinde halk, uzun süren esaret yıllarında
kimliğini ve vatan sevgisini unutmayıp direnç göstermiştirdergipark.org.tr. Nitekim Kars’ın işgal yıllarında
Şenlik’in şiirlerinin halk üzerindeki etkisini inceleyen bir araştırma, bu
eserlerin milli şuuru koruyup kuvvetlendirdiğini ortaya koymaktadırdergipark.org.tr.
Diğer taraftan, işgalin yol açtığı toplumsal dramları da
Şenlik’in dizelerinde görmek mümkündür. 93 Harbi sonrasında Kafkasya’dan ve
Anadolu’dan göç etmek zorunda kalan muhacirlerin acılarını dile getirdiği “93
Muhacirlik Destanı”, yine Rus idaresinde kalan Kars vilayetinin durumunu
anlattığı “Esir Kars’a Destan” gibi manzumeleri olduğu bilinmektedirethnopedagogy.com. Bu eserlerde bir yandan göç yollarında
çekilen sıkıntılara ağıt yakılırken, diğer yandan esaret altındaki vatan
topraklarının kurtuluş ümidine vurgu yapılır. Özetle, Âşık Şenlik Rus işgali
yıllarında bir ozandan ziyade milletinin sesi olmuş; gerek coşku ve kahramanlık
şiirleriyle gerek hüzünlü destanlarıyla milli bilinci ayakta tutmaya yönelik
çaba göstermiştir.
Bağımsızlık Tutkusu ve Eserleri: "Allah’tan Âl
Osmanlı İsterem" ve "93 Koçaklaması"
Çıldır’da Âşık Şenlik heykeli ve kaidesinde 93
Koçaklaması’ndan dizeler. Heykel kaidesindeki “Can sağ iken yurt vermeyiz
düşmana” mısrası, ozanın halkına aşıladığı bağımsızlık tutkusunun bir özeti
niteliğindedir.
Âşık Şenlik’in şiirlerinde vatan sevgisi ve istiklal arzusu
en güçlü şekilde “93 Koçaklaması” ve “Allah’tan Âl Osmanlı İsterem”
adlı eserlerinde ifadesini bulur. 93 Koçaklaması, 1877 Harbi sırasında düşmana
karşı son ferdine kadar mücadele etmeyi telkin eden destansı bir şiirdir. Bu
koçaklama, yedili hece ölçüsüyle ve tekrar eden nakaratlarla halkın hafızasında
yer etmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi “Can sağ iken yurt vermeyiz
düşmana” şeklindeki tekrarlanan mısra, düşman karşısında asla teslim olmama
yemini olarak dönemin milli direniş felsefesini oluşturmuşturtr.wikipedia.orgteis.yesevi.edu.tr. Şiirin tamamına bakıldığında, kılıç
kuşanıp ata binmek, can pahasına kale ve vatan savunmak, din ve namus uğruna
fedakarlıkta bulunmak gibi temaların işlendiği görülürteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. Nitekim Âşık Şenlik bu koçaklamada “Kavga
günü namert sapa yer arar / Er olan göğsünü düşmana gerer” diyerek yiğitçe
mücadeleyi överken; “Hele Al Osman’ın görmemiş zorun / Din gayreti olan
tedarik görün” diyerek de Osmanlı’nın gücünü henüz görmemiş olan düşmana
karşı din uğruna hazırlıklı olunması gerektiğini vurgularteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr. 93 Koçaklaması halk şiirindeki
kahramanlık türünün “şaheseri” kabul edilmektedirteis.yesevi.edu.tr. Bu şiir, sadece söylendiği dönemde
değil, sonraki yıllarda da ezberden nesilden nesile aktarılmış; millî
direniş ruhunun bir sembolü olarak görülmüştürbugudergisi.comdergipark.org.tr.
Diğer önemli eser “Allah’tan Âl Osmanlı İsterem”,
Âşık Şenlik’in Osmanlı Devleti’ne duyduğu derin bağlılığı ve işgal altındaki
yurdun kurtuluş özlemini açıkça dile getirdiği bir şiirdir. Âl-i Osman
tabiri Osmanlı Hanedanı’nı ve dolayısıyla devleti temsil eder; Şenlik bu
şiirinde Allah’tan dileğinin Osmanlı’nın tekrar hâkim olup kendilerini
kurtarması olduğunu beyan etmektedir. Rivayete göre şiirin ortaya çıkışı, Rus
işgal yönetimine karşı sergilenen cesur bir duruşla ilgilidir. Çıldır’ın
Rusya’ya bağlandığı yıllarda bölgeye Ermeni asıllı Andon adında bir
kaymakam atanmıştır. Zulmüyle nam salan Andon, köylerde düğün ve sazlı
eğlenceleri yasaklamasına rağmen geleneklerini sürdüren halkı teftişe çıkar. Bir
gün Köğas Köyü’nde bir düğün basan Andon, orada bulunan Âşık Şenlik’i
azarlar ve “Çar’ın gücü Osmanlı’dan üstündür” diyerek onu kışkırtırbugudergisi.com. Asıl amacı ozanı sindirmek, mümkünse
öldürmek olan Andon’un bu tehditkâr sözlerine karşılık Âşık Şenlik, ölümü dahi
göze aldığını belirterek anında “Âl Osman’ı isterem” şiirini yüksek
sesle okumaya başlarbugudergisi.combugudergisi.com. Şiirin ilk dizelerinde “Hulûs-i
kalbimden bilsen fikrimi / Men Allah’dan Âl Osman’ı isterem” sözleriyle
içtenlikle gönlünden geçenin Osmanlı yönetiminin geri gelmesi olduğunu dile
getirirbugudergisi.com. Devamında “Merhamet sahibi ol Rahm-ı
Ganî / Nesl-i mürsel hükm-ü hânı isterem” diyerek Osmanlı hanedanının (Hz.
Peygamber neslinden gelen sultanların) hükmünü tekrar görmeyi dilediğini
belirtirbugudergisi.com. Şiirin diğer bentlerinde ise Osmanlı
padişahı II. Abdülhamid Han’ı överek, “Kaf’dan Kaf’a zîr-i zeminden
beri / Hükmetmeye birce onu isterem” mısralarıyla dünyanın bir ucundan
diğerine hükmedecek kudrette tek kişinin Sultan Hamid olduğunu vurgularbugudergisi.com. Bu cesur şiir karşısında Andon’un çok
etkilendiği, Âşık Şenlik’in sadakat ve yiğitliğine hayran kalarak ona dokunmaya
cesaret edemediği anlatılırbugudergisi.combugudergisi.com. Halk arasında dilden dile aktarılan bu
olay, Şenlik’in sözünün silaha galebe çaldığı anılardan biri olarak kabul
görmüştür.
“Allah’tan Âl Osmanlı İsterem” şiiri, içerik bakımından bir yakarma
ve özlem şiiridir. Ozan, Osmanlı Devleti’ni sadece siyasi bir güç değil,
aynı zamanda İslam’ın koruyucusu, adaletin temsilcisi olarak görmektedir.
Nitekim şiirde geçen “Hiç aklımdan çıkmaz Al Osman adı / Gidipdir dünyanın
lezzeti tadı / Mahşer günü bir mekânı isterem” dizeleri, Osmanlı’nın
yokluğunda dünyadan tat almadığını, mahşer gününde dahi Osmanlı ile birlikte
olacağı bir makam dilediğini ifade ederbugudergisi.com. Bu satırlar, Âşık Şenlik’in Osmanlı’yı
milletinin istiklali için yegâne kurtuluş kapısı saydığını ve derin bir hasret
duygusu taşıdığını göstermektedir. Gerçekten de ozan, işgalci güçlerin
baskısına boyun eğmek yerine dualarında ve şiirlerinde “Al Osman” adını
yüceltmiş; gerektiğinde bunun için hayatını tehlikeye atmaktan çekinmemiştir.
Onun bu bağımsızlık tutkusu, halka moral aşılamış ve milli kimliğin
muhafazasına hizmet etmiştir. Şenlik’in yaktığı bu meşale sayesinde halk,
“devlet” ve “millet” kavramlarını zihinlerinde diri tutmuş; hürriyet umudunu
nesiller boyu taşımayı başarmıştırteis.yesevi.edu.tr.
Osmanlı Devleti ve Kafkas Halklarıyla İlişkisi
Âşık Şenlik, Osmanlı Devleti’ne sadakati ve Kafkasya’daki
Türk topluluklarıyla güçlü kültürel bağları sayesinde hem Osmanlı
milliyetine hem de Kafkas halklarına mal olmuş bir şahsiyettir.
Doğup büyüdüğü Çıldır bölgesi, etnik ve kültürel bakımdan bir geçiş noktasında
bulunmaktaydı; burada Osmanlı Türk kültürü ile Azerbaycan/Kafkas Türk kültürü
iç içe geçmişti. Şenlik’in mensup olduğu Terekeme (Karapapak) Türkleri,
dil ve folklor olarak Azerbaycan sahasına yakın bir topluluk olup 19. yüzyılın
ikinci yarısında hem Osmanlı hem Rus idaresi altında yaşamışlardırteis.yesevi.edu.tr. Bu ortam, Âşık Şenlik’e çift taraflı
bir aidiyet duygusu kazandırmıştır: Bir tarafta kendisini Osmanlı Devleti’nin
bir evladı olarak görmüş, diğer tarafta Kafkasya’daki soydaşlarıyla ortak bir
kaderi paylaşmıştır. Nitekim Şenlik’in şiirlerinde Osmanlı padişahlarına ve
devletine övgü önemli bir yer tutarken, kullandığı dil ve üslup Azeri
Türkçesi (Terekeme ağzı) özelliklerini barındırırteis.yesevi.edu.tr. Ozan, böylece iki coğrafyayı kültürel
olarak birleştiren bir köprü vazifesi görmüştür.
Osmanlı Devleti ile ilişkisi bağlamında Âşık Şenlik, tam bir
devlet sadakati timsali olarak anılabilir. Her ne kadar 93 Harbi
sonrasında fiilen Osmanlı yönetimi dışında bir bölgede yaşamak zorunda kalmışsa
da, ömrü boyunca Osmanlı’dan yana tavır almaktan asla vazgeçmemiştirbugudergisi.com. İşgalci güçlerin baskısına karşın Osmanlı
idaresine olan bağlılığından ödün vermeyen Şenlik, bu uğurda hayatını riske
atacak kadar kararlı bir duruş sergilemiştirbugudergisi.combugudergisi.com. Şiirleri incelendiğinde onun devlet ve
millet kavramlarını bütünleştiren bir anlayışa sahip olduğu görülür.
Örneğin “Al Osmanlı İsterem” şiirinde Osmanlı saltanatını sadece siyasi
hâkimiyetin değil, aynı zamanda dini ve toplumsal düzenin teminatı olarak
tasvir etmiştirbugudergisi.com. Bu tavır, onun gözünde Osmanlı’nın
Kafkasya Türklerinin de doğal hamisi olduğuna inandığını gösterir. Hakikaten,
Kafkasya’daki Müslüman Türk halkları 19. yüzyılda sık sık Osmanlı’yı kurtarıcı
güç olarak görmüşler; Şenlik de bu inancı şiirlerinde yüksek sesle dile getiren
bir lider konumunda olmuştur.
Kafkas halklarıyla ilişkilerine gelince, Âşık Şenlik öncelikle bölgedeki Türk topluluklarının
(Azerbaycan Türkleri, Karapapaklar, Ahıska Türkleri v.b.) milli bilincini beslemiştir. Şenlik’in hayatı, Kafkas coğrafyasında Ruslar ve onlarla iş birliği içindeki Ermeni güçlerin Türk ahaliye uyguladığı baskılara karşı mücadeleyle geçmiştirbugudergisi.com. 19. yüzyıl sonlarında Kars ve çevresinde faaliyet gösteren Taşnak/Hınçak gibi Ermeni komitelerinin Türk köylerine zulümlerine karşı halkın sesi olmuş; şiir ve destanlarında bu haksızlıklara tepkiyi dile getirmiştirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Ozanın “93 Koçaklaması” ve diğer kahramanlık şiirleri, yalnız Osmanlı ordusuna değil, aynı zamanda Kafkasya’nın yerel milis güçlerine de moral vermiş; Kafkas Türklerinin direnme gücünü artıran bir etken olmuşturteis.yesevi.edu.tr. Bölgedeki diğer halklarla da (örneğin Gürcü ve Ermeni komşularla) etkileşim içinde olan Şenlik, bu toplumların ileri gelenlerince tanınan bir simaydı. Yukarıda aktarılan Andon vakasında görüldüğü gibi, bir Ermeni yöneticisi bile Şenlik’in cesaretine ve samimiyetine hayran kalabilmiştirbugudergisi.combugudergisi.com. Bu durum, onun şahsında Türk âşıklık geleneğinin diğer Kafkas halklarınca da saygı gördüğünü ortaya koyar. Öte yandan, Âşık Şenlik Azerbaycan, Gürcistan ve İran coğrafyasında katıldığı âşık meclisleri aracılığıyla kültürel etkileşimlerde bulunmuş; Azerbaycan’ın ünlü ozanlarını etkilemiş ve onlardan etkilenmiştiraregem.ktb.gov.trtr.wikipedia.org. Örneğin, Azerbaycan’ın Borçalı bölgesinde de Şenlik’in büyük meclisler yönettiğine dair kayıtlar vardırtr.wikipedia.org. İran’ın Erdebil ve Güney Azerbaycan bölgelerinde ise onun ölüm hikâyesinin halk arasında efsaneleşerek anlatıldığı tespit edilmiştirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Bütün bunlar, Âşık Şenlik’in etkisinin Osmanlı sınırlarını aşıp geniş bir coğrafyaya yayıldığını göstermektedir. Hem Osmanlı hem Kafkas halkları nezdinde saygın bir ozan olarak kabul görmesi, onun evrensel insani değerleri (vatan sevgisi, adalet, hürriyet) şiirlerinde başarıyla işlemesinden kaynaklanır.
Ölümü ve Zehirlenme İddiaları
Âşık Şenlik’in hayatının sonu, tıpkı destanlardaki gibi
trajik ve efsunlu bir biçimde gerçekleşmiştir. Yıl 1913’te, ileri yaşına rağmen
geleneksel âşık toplantılarına katılmaya devam eden Şenlik, Revan (Yerevan)
hanlarından birinin oğlunun düğününe davet edilirteis.yesevi.edu.tr. Revan yöresinde günlerce süren bu büyük
şölende, Osmanlı, İran ve Kafkasya’nın muhtelif bölgelerinden gelen tanınmış
âşıklar hünerlerini sergiler. Çeşitli karşılaşma (atışma) ve hikâye anlatma
yarışmalarında Âşık Şenlik bütün rakiplerini yenerek “baş âşık” unvanını
kazanır; anlattığı Latif Şah hikâyesi birincilikle ödüllendirilirteis.yesevi.edu.tr. Ancak bu büyük başarı, maalesef
kıskançlık ve husumeti de beraberinde getirir. Rivayete göre, Şenlik tarafından
söz düellosunda mağlup edilen bazı âşıklar onun yemeğine gizlice zehir
katarak intikam almak isterlerteis.yesevi.edu.traregem.ktb.gov.tr. Şenlik, gösteriler sonrası ustalığını
kanıtlamış olmanın huzuruyla memleketi Çıldır’a doğru çırağı Bala Mehmed
ile yola çıkar; ancak yolda fenalaşır. Zehir, vücudunda tesirini göstermeye
başladığında artık çok geçtir. Ozan, memleketine yaklaşamadan Arpaçay’ın
Dalaver köyü civarında hayata gözlerini yumar (1913)aregem.ktb.gov.tr. Cenazesi büyük bir hüzünle köyü
Suhara’ya (bugünkü Âşık Şenlik beldesi) getirilir ve orada defnedilirteis.yesevi.edu.tr.
Âşık Şenlik’in bu olağandışı ölümü, zamanla halk arasında menkıbevi bir anlatıya dönüşmüştür. Bölgedeki anlatılarda onun ölüm anında kerametler gösterdiğinden, zehri içeceğini önceden sezdiği halde “alın yazısı” diyerek kadere boyun eğdiğinden bile bahsedilir. Kimi varyantlarda ise zehirlenme hadisesinin İstanbul’da olduğu veya failinin farklı kişiler olduğu gibi detaylar anlatılır ki, bu da efsanenin zamanla farklı versiyonlar kazandığını gösterirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Ancak tarihsel araştırmalar ve güvenilir kaynaklar, Şenlik’in yemek veya şerbetine katılan bir tür ağır metal zehri sonucunda yaşamını yitirdiği görüşünde birleşmektedirteis.yesevi.edu.traregem.ktb.gov.tr. Bu zehirlenme hadisesi, halk edebiyatı araştırmacısı Prof. Ali Kafkasyalı’nın tespit ettiği üzere, özellikle İran Azerbaycanı’ndaki Türk aşıklar arasında bir halk hikâyesine dönüşmüş ve düğünlerde anlatılagelmiştirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Günümüz araştırmacıları her ne kadar bu rivayetleri derleyip tarihî bir zemine oturtmaya çalışsalar da, aradan geçen uzun yıllar nedeniyle olayı tüm ayrıntılarıyla teyit etmek mümkün olmamaktadır. Zehirlenerek öldüğü iddiası, resmî kayıtlara geçmemiş olsa da hem yazılı kaynaklarda hem sözlü gelenekte güçlü biçimde yer ettiğinden genel kabul görmüştür.
Âşık Şenlik’in ölümü, halkı arasında derin bir üzüntü
yaratmıştır. Onu ebedileştirmek isteyen sevenleri, mezarını bir anıt mezar
haline getirmişlerdir. Bugün Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı Âşıkşenlik
kasabasında bulunan kabri, kitabesine işlenmiş dizeleriyle adeta bir ziyaretgah
gibidirteis.yesevi.edu.tr. Ayrıca Çıldır ilçe merkezinde dikilen
heykeli ve başka anma etkinlikleriyle ozanın hatırası yaşatılmaktadırtr.wikipedia.orgtr.wikipedia.org. Böylece, zehirle susturulan bu güçlü
sesin mesajları, aradan geçen on yıllara rağmen toplumsal hafızada ve edebiyat
tarihinde yankılanmaya devam etmektedir.
Sonuç
Âşık Şenlik, hayatı ve mücadelesiyle halk edebiyatının
bir ozandan daha fazlası olabileceğini kanıtlamış müstesna şahsiyetlerden
biridir. Onun destansı şiirleri, yalnızca estetik bir değer taşımakla kalmamış;
işgal altındaki bir milletin direnç kaynağı olmuştur. Çıldır ve Kafkasya
coğrafyasının çetin şartlarında, sazını ve sözünü birer silah gibi kullanarak
halkını birlik ve dayanışmaya çağırmıştır. “93 Koçaklaması” ile dillere
pelesenk olan “Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana” sözü, bugün dahi
milli hafızada yer eden bir bağımsızlık yemini niteliğindedir. “Allah’tan Âl
Osmanlı İsterem” şiiriyle dile getirdiği devlet ve hürriyet özlemi ise,
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Türk halkının yaşadığı duyguların bir
özetini sunmaktadır.
Akademik araştırmalar, Âşık Şenlik’in şiirlerinin milli
şuurun diri tutulmasında önemli bir işleve sahip olduğunu ortaya
koymaktadırdergipark.org.trteis.yesevi.edu.tr. Onun eserleri, bir yandan edebi
mirasımızın parçası olarak incelenirken, diğer yandan toplumsal tarihin birer
şahidi olarak değerlendirilmektedir. Bugün Âşık Şenlik adı, sadece bir halk
ozanını değil, aynı zamanda zulme boyun eğmeyen bir halk kahramanını
temsil etmektedir. Zehirlenerek öldürülmesi ile ilgili anlatılar, her ne kadar
hazin olsa da, onun mücadeleci ruhunun düşmanlarını dahi korkuttuğunu
göstermesi bakımından manidardır. Sonuç olarak, Çıldırlı Âşık Şenlik gerek
hayat hikâyesiyle gerek eserlerindeki bağımsızlık tutkusu ile edebiyat ve
tarih sahnemizde unutulmaz bir iz bırakmıştır. Onun yaktığı meşale, bugün
hâlâ vatan ve hürriyet söz konusu olduğunda bizlere yol göstermeye devam
etmektedir.
Kaynakça:
- Gökşen,
Cengiz. “Âşık Şenlik’in Kars’ın İşgal Yıllarında Söylediği Koçaklama ve
Destanların Halk Üzerindeki Etkisi.” Uluslararası Türkçe Edebiyat
Kültür Eğitim Dergisi 1/3 (2012): 118-135dergipark.org.tr.
- Aslan,
Ensar. Çıldırlı Âşık Şenlik: Hayatı, Şiirleri, Hikâyeleri. Erzurum:
1975teis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr.
- Kafkasyalı,
Ali. “Âşık Şenlik’in Revan Seferi ve Zehirlenerek Öldürülmesi.” II.
Uluslararası Âşık Şenlik Sempozyumu Bildirileri, Kars, 2000dergipark.org.tr.
- Şahin,
Suat. Aşık Şenlik: Hayatı ve Şiirleri. Ankara: 1983bugudergisi.combugudergisi.com.
- TEİS
– Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, “Çıldırlı Şenlik” maddesiteis.yesevi.edu.trteis.yesevi.edu.tr.
- Vikipedi,
“Âşık Şenlik” maddesi (Türkçe)tr.wikipedia.orgtr.wikipedia.org.
Yorumlar
Yorum Gönder