Türkiye ve Türkistan Coğrafyası

 

 


    Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya Cumhuriyetleri arasında kurulan ilişkiler çerçevesinde Türkiye’de oluşan resmi kurumlar, üniversitelere bağlı akademik birimler, stratejik araştırma merkezler, vakıf, dernekler ve diğer kurumların faaliyetleri ve yaptıkları araştırmaları değerlendirmektir. 1990’lı yılların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yeniden kurulan dünya dengeleri içinde Orta Asya bölgesi stratejik bir öneme sahip olmuştur. Türkiye’nin bölge ülkeleri ile olan ve tarihten gelen kültür yakınlığı Türkiye’nin bölgede söz sahibi olmasının koşullarını sağlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti 1991 yıllında bağımsızlığını ilan eden Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile ilişkilerini özellikle kültürel boyutta geliştirmiştir. Kısa süre içerisinde kültür politikasına yeni bir yön vermiş ve bağlantılarını ekonomik siyasi boyutlara taşımıştır. Karşılıklı imzalanan eğitim, kültür, ekonomik, işbirliği gibi anlaşmalar güncelleştirilmiş ve doğal olarak yeni kurum, kuruluş, dernek, vakıf, üniversite gibi kurumlar, birlikte yürütülen projeler ortaya çıkmıştır. Bunun yanında Kafkasya’daki Türk olmayan ülkeler Gürcistan ve Ermenistan ile de Türkiye’nin ilgilendiği konular vuku bulmuştur.


Azerbaycan
Türkiye, 30 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Cumhuriyeti'ni 9 Kasım 1991'de tanıyan ilk devlet olmuştur. Diplomatik ilişkiler 14 Ocak 1992'de kurulmuş ve Bakü’de Başkonsolosluk olarak görev yapmakta olan temsilciliğimiz Büyükelçilik düzeyine yükseltilmiştir. Azerbaycan’da ayrıca Nahçıvan ve Gence Başkonsolosluklarımız faaliyet göstermektedir. Azerbaycan’ın ise Ankara’daki Büyükelçiliğinin yanısıra İstanbul ve Kars’ta da Başkonsoloslukları bulunmaktadır.

Türkiye’nin Azerbaycan’la ilişkileri çok boyutlu ve stratejik düzeydedir. Yoğun şekilde devam eden karşılıklı üst düzey ziyaretler, ilişkilerin arkasındaki en önemli itici güçtür. İki ülke devlet yetkililerinin göreve geldikten veya sembolik önemi haiz gelişmelerin ardından diğer ülkeyi öncelikli olarak ziyaret etmeleri şeklinde bir gelenek yerleşmiştir.

İkili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi amacıyla 2010 yılında Cumhurbaşkanları düzeyinde Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) mekanizması tesis edilmiştir.

Azerbaycan ile tesis edilen üçlü ve dörtlü mekanizmaların toplantıları, bölgesel istikrar, barış ve refaha katkı sağlayan önemli mekanizmalardır.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tek kara bağlantısını oluşturan Nahcivan Özerk Cumhuriyeti, ülkemizin Azerbaycan'la ikili ilişkileri açısından ayrı bir yer tutmakta olup, Azerbaycan halkı ile doğrudan bağlantı noktamızı oluşturmaktadır.

Ülkemiz, Yukarı Karabağ ihtilafının Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde, barışçıl yollarla biran önce çözüme kavuşturulması için çaba sarf etmektedir. Bu çerçevede, AGİT Minsk Grubu’nun bir üyesi olarak, girişimlerini sürdürmüştür. Son dönemde 2.Karabağ savaşı olarak bilinen ve 8 Kasım 2020'de zaferle sonuçlanan harekâtta Türk Silahlı Kuvvetleri, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri eğitim, silah ve teknoloji olarak her türlü desteğini vermiştir. Zengezur Koridoru'nun antlaşmada geçmesi ise hayati önem taşımaktadır. Çünkü bu koridor ile Türkiye ile Türk Dünyası kara bağlantısı gerçekleşmiş olacaktır.

Güney Kafkasya


Güney Kafkasya’ya yönelik politikamızın başlıca unsurlarını bölge ülkelerinin bağımsızlık ve egemenliklerinin pekiştirilmesi, bölgenin siyasi ve ekonomik istikrarının korunması, bölgesel işbirliğinin desteklenmesi, bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyonlarına destek olunması teşkil etmektedir. Tarihi ve kültürel bağlarımızın mevcut olduğu Güney Kafkasya, ülkemizi Orta Asya’ya bağlayan bir köprü vazifesi görmektedir.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasından sonra Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın bağımsızlıklarını ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Türkiye bu dönemi takip eden yıllarda Azerbaycan ve Gürcistan’la iyi ilişkiler geliştirmiştir. Ancak, Ermenistan’la ilişkilerimizde Yukarı Karabağ ihtilafı ve Ermenistan’ın ülkemize yönelik olumsuz tutumu nedeniyle benzer bir ivme kaydedilememiştir. Nitekim Ermenistan’ın 1993 yılında Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesini işgal etmesi üzerine iki ülke arasındaki sınır kapatılmıştır.

Bağımsızlıklarını kazandıkları tarihten bu yana geçen 27 yıllık süre zarfında ülkemizin Azerbaycan ve Gürcistan’la ilişkileri hızla ilerleyerek bugünkü ileri konumuna ulaşmıştır. Ülkemizin Azerbaycan ve Gürcistan’la kurduğu yakın ilişkilerin bir sonucu olarak, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) mekanizmaları tesis edilmiş olup, sık karşılıklı üst düzey ziyaretler gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, Azerbaycan’la birlikte, diğer bölge ülkelerinin katılımıyla üçlü ve dörtlü işbirliği mekanizmaları da hayata geçirilmiştir.

Güney Kafkasya’da ortak bir refah alanı oluşturulması hedefimiz doğrultusunda bölgesel işbirliğinin ve kalkınma projelerinin de geliştirilmesine önem verilmektedir. Bu çerçevede, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC) ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı (BTE), Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı (BTK) ve TANAP hayata geçirilmiştir.

Ülkemiz, Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilebilmesi için bölgedeki mevcut ihtilafların (Yukarı Karabağ, Abhazya ve Güney Osetya) Azerbaycan ve Gürcistan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde barışçıl yollardan çözümünü savunmaktadır.

Ayrıca, Ermenistan’la ilişkilerimizin normalleşmesi yönündeki irademiz de korunmaktadır. Ancak Ermenistan'ın Zürih Protokollerini önce askıya alması, Şubat 2015'te Parlamento'dan çekmesi ve 1 Mart 2018’de de hükümsüz ilan etmesiyle süreç sekteye uğramıştır.

 

 

 

TÜRKİSTAN 

Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmaları, Türk dış politikasına yeni bir boyut eklemiştir. Türkiye’nin; ortak dil, tarih ve kültürel bağlarının bulunduğu bu ülkelerle ilişkileri ve işbirliği birçok alanda ortak yarar temelinde hızla gelişmiştir.



Türkiye’nin bölgeye yönelik genel politikasını; Orta Asya ülkelerinin bağımsız, siyasi ve ekonomik istikrara sahip, kendi aralarında ve komşularıyla işbirliği içinde, uluslararası toplumla bütünleşmiş ve demokratik değerleri benimsemiş devletler olarak varlıklarını sürdürmelerini desteklemek şeklinde özetlemek mümkündür. Türkiye bu politikasıyla bölge ülkelerinin önemli bir ortağı hâline gelmiştir.

Türkiye, bu ülkelerin bağımsızlıklarını ayırım gözetmeksizin hemen tanımış olup bu ülkelere ekonomik destek sağlamaktadır. Bölge ülkelerine kalkınma yardımlarında önde gelen Türk İşbirliği ve Koordinasyonu Ajansı (TİKA); eğitim programları, projeler ve teknik yardımlar vasıtasıyla bölgede aktif bir rol oynamaya devam etmektedir.

Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan ve kaydettiği büyüme rakamları ile bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan ülkemiz, ekonomik ve ticari olanaklar bakımından bölge ülkelerine önemli yatırım fırsatları sunmaktadır.

Türkiye, karşılıklı üst düzey ziyaretler, karma ekonomik komisyonları, kara ulaştırması karma komisyonları, iş konseyleri ve yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyleri gibi mekanizmalarla bu ülkelerle olan işbirliği alanını arttırmayı ve çeşitlendirmeyi amaçlamaktadır.

Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan ile ilişkilerimiz stratejik ortaklık düzeyinde olup, ilişkilerimiz her üç ülkeyle de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizması çerçevesine oturtulmuştur. Tacikistan’la ülkemiz arasında ise İşbirliği Konseyi kurulmuştur. Türkmenistan ile pek çok alanda ve özellikle ticari, ekonomik, yatırımlar ve müteahhitlik alanlarında ilişkilerimiz hızla gelişmektedir.

Türkiye’nin, 2019 yılında bölge ülkeleriyle ticaret hacmi 8,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş olup, bölgede 4 binin üzerinde Türk firması faaliyet göstermektedir.

Türkiye, ayrıca, Orta Asya ve diğer bölge ülkelerindeki öğrenciler için Türkiye Bursları adı altında geniş bir burs programı yürütmektedir. Orta Asya Cumhuriyetlerinde Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Türk okulları mevcuttur. Kazakistan’ın Türkistan şehrinde Türk-Kazak Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te ise Türk-Kırgız Manas Üniversitesi bulunmaktadır.

 

Tika’ın girişimleriyle de Moğolistan’da temelleri 2005’te atılan Bilge Kağan karayolu 2008’de açılmıştır.

İkili ilişkilerimizin geliştirilmesinin yanısıra, Türk dünyası içinde çok taraflı işbirliğine de özel önem atfedilmektedir. Bu anlayışla, Türkiye, Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki dayanışmanın artırılması ve yeni işbirliği imkânları yaratılması amacıyla, 1992 yılından bu yana düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri” sürecine öncülük etmiştir. Bu süreç, 3 Ekim 2009 tarihinde imzalanan “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin Kurulmasına Dair Nahçıvan Antlaşması” ile kurumsal bir yapıya dönüştürülmüş, 2010 Eylül ayında İstanbul’da gerçekleştirilen 10. Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi ile söz konusu Konsey teşekkül ettirilmiş ve Konseyin Sekretaryası İstanbul’da kurularak faaliyetlerine başlamıştır. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) her alanda ve düzeyde gerçekleştirilen düzenli etkinlikler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmektedir. Türk Konseyi 7. Devlet Başkanları zirvesi 15 Ekim 2019 tarihinde Bakü’de gerçekleştirilmiştir.

10 Nisan 2020 tarihinde COVID-19 ile mücadelede dayanışmayı ve ülkeler arasında eşgüdümü artırmak için Türk Konseyi üye/gözlemci ülkeleri ve Türkmenistan’ın devlet/hükümet başkanlarının katılımıyla Türk Konseyi Olağanüstü Video Konferans Zirvesi düzenlenmiştir. Geçtiğimiz günlerde de devlet başkanları düzeyinde video konferans görüşmesi gerçekleştirilmiş oldu.

Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz kültür ve eğitim alanlarında da hızla gelişmiş olup, Türk kültür ve sanatının, dilinin, tarihî mirasının korunması, bu değerlerin dünyaya tanıtılması ve genç kuşaklara aktarılması amacı doğrultusunda 1993 yılında Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) kurulmuştur.

Bu sürece paralel olarak, 21 Kasım 2008 tarihinde, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından imzalanan İstanbul Anlaşması’yla kurulan Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi’nin (TÜRKPA) 9. Genel Kurulu 18 Aralık 2019 tarihinde Bakü’de İzmir'de gerçekleştirilmiştir.

Türk-Tacik ilişkileri, Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi büyük düşünürleri paylaştığımız güçlü bir kültür mirası üzerinde yükselmektedir. Bugün her iki ülkede de, ilişkilerin her alanda geliştirilmesi yönünde güçlü bir irade mevcuttur.

Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın 18 Aralık 2012 tarihinde ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret sırasında ilişkilerin kurumsal zemine kavuşturulması amacıyla “Türkiye Cumhuriyeti ile Tacikistan Cumhuriyeti arasında İşbirliği Konseyi Kurulmasına İlişkin Ortak Açıklama” imzalanmıştır.

Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun, 21 Ekim 2016 tarihinde Tacikistan’a gerçekleştirdiği ziyaret vesilesiyle “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Tacikistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında, 2017-2020 Yıllarını Kapsayan İşbirliği Planı” imzalanmıştır.

IX. Dönem Toplantısı çerçevesinde KEK Eşbaşkanımız Başbakan Yardımcısı ve Türkiye-Tacikistan Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Eşbaşkanı Sayın Yıldırım Tuğrul Türkeş KEK IX. Dönem toplantısını gerçekleştirmek üzere 15-17 Şubat 2017 tarihlerinde Duşanbe’ye bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

 

 

Kaynak & Dipnot:

1 Dışişleri bakanlığı web sitesi

2 Ainur Yerbo layeva “Türkiye’de Orta Asya ile Đlgili Araştırma Yapan Kurumlar”

Yorumlar