Rus Çarlığı, gerek Kırım gerekse Kafkasya bölgesini her
dönemde önemli görmüştür. 19.yy’daki belgelendirmeler de Kafkasya ile Kırım’ı
birlikte yazdığı görülmüştür. 1783’te
Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi bölgedeki Müslüman ahali için de yeni
bir dramın başlangıcı olmuştur. 1
Kırım toprakları Kafkaslara göre daha eski Osmanlıların
toprağı olsa da iki bölge de hem Rus Çarlığı hem de Osmanlı için önem teşkil
etmektedir. Rusya için her zaman Basra Körfezi ve Akdeniz’e giden yoldaki en
önemli üs, Osmanlı için de Türk dilli veya Müslüman ahalinin yoğun olduğu bir
bölge ve Orta Asya’daki akraba topluluklarla aradaki durak konumundadırlar.
Belgeler, Kafkaslardan Anadolu’ya olan göçleri iki ana
başlıkta toplamıştır. Bunlardan birincisi yüzyılın ortalarında Kırım Savaşı ile
başlayan göç hareketleri; diğeri ise Doksan üç Harbi olarak adlandırılan
1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sonrası olan göçlerdir. Ama buna ek olarak 1853
Kırım Savaşından da önce 1828 yılında Rus Çarlığı- Kaçar Hanedanlığı arasında
imzalanan Türkmençay Antlaşmasıyla da Güney Kafkaslardan Anadolu’ya göçler
başlamıştır.2
93 Harbi
Öncesi Kafkasya
Rusların Kafkaslarda yayılmacı politikası neticesinde
bölgedeki Müslüman ve Türk halklarına yönelik sürgünler baş göstermişti.
Özellikle 1828’deki Rus-İran arasındaki Türkmençay antlaşması neticesinde Güney
Kafkaslara yerleşen Ruslar, buradaki egemenliğini kalıcı hale getirecek
hamleler yapmıştı. Rus Çarlığı, Osmanlı, İran ve Rusya bünyesindeki gayrimüslim
halkları özellikle de Kafkaslarla alakası olmayan Ermeni halkını bölgeye toplayarak adı konmamış bir
Ermenistan’ın temellerini atmıştı.3
Nitekim bölgede yaşayan Türk ve Müslüman halklar Anadolu’ya
Özellikle de Kars, Ardahan, Erzurum dolaylarına göç etmişlerdir. 4
Rusya, özellikle 1856 yılı Kırım Savaşı’nı takiben bölgede
kendisi için sorun çıkarmayacak Osmanlıyla dini bağı olmayan halkları
yerleştirerek otoritesini sağlamlaştırmak istemiştir. Bölgedeki Müslüman
halklara da mülkiyet haklarını kısıtlama yoluna gidilmiştir. 19.YY’ın ikinci
yarısından itibaren hız kesmeden gerek Kırım’dan gerekse Balkanlardan
Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan Müslüman Türk halklardı, Anadolu’ya akın
akın gelmeye devam etmişlerdi.5
Kafkasya göçmenlerinin göç sebepleri Kırımdakilerle
benzerlik gösterse de Kırımdakilerden farklı olarak Kafkaslarda cihat ve
mücadele kavramları dikkatimizi çekiyor. 1859 yılına kadar Şeyh Şamil
önderliğinde Ruslara karşı şeyh-mürid bağıyla devam eden direnişler, Şeyh
Şamil’in bu tarihlerde Ruslar tarafından ele geçirilmesiyle direniş dağılmaya
başlamıştır. Hıristiyanlaştırılmak, Rus ordusuna hizmet etmek veya başka
yerlere sürgün gitme tehlikesiyle karşılaşan yerli Müslüman halklar Anadolu’ya
göç etme kalmışlardır. 1862’de hızlanan göç hareketleri 1864 ‘de
yoğunlaşmıştır. 6
Osmanlı’da kurulan göç komisyonları, Kafkasya halklarını
çeşitli bölgelere dağıtarak Anadolu ve Rumeli’de iskân ettirmişlerdir.7
93 Harbi
(1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) Sonrası Yaşanan Göçler
Savaşın Rusya lehine sonuçlanmasının ardından Kafkasya
cephesindeki olaylar büyük demografik hareketlerin başlangıcı olmuştur. Savaş
yıllarında Rusların işgal ettiği bölgelerde, bilhassa Ermeni ve Kozak
çetelerinin Müslüman halk üzerinde kurduğu baskı, daha o tarihlerde büyük
katliamlara ve göçlere sebebiyet vermiştir. 1828 sonrası Rusya’nın Güney
Kafkaslar İşgalinin ardından Kars, Ardahan, Artvin bölgesine göç eden Müslüman
Türk ahali 93 harbi olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı neticesinde
yeniden Rus işgali altında yaşamak zorunda kalmıştır. Çıldırlı Âşık Şenlik
olarak bilinen özellikle de Karapapak Türklerinin ve yerli Müslüman halkın
kanaat önderi olan Âşık Şenlik Osmanlı’ya özlemini Rus Çarlığının Çıldır Andon’unun
sorusu üstüne şu şekilde cevap vermiştir; 8
“Hulusi kalp ile bilsen fikrimi
Men Allah'tan Al'osmanı isterem
Merhamet sahibi ol rahmi gani
Nesli mürsel hökmü hanı isterem
……..
Gam günlü Şenlik'in gönlünün şadı
Çıkmır hatırımdan Al'osman adı
Gidipti dünyanın lezzeti tadı
Mahşer günü bir mekânı isterem”
Bunun yanı sıra Kafkasya Müslümanlarının da savaş esnasında
Osmanlı güçlerini desteklemeleri veya Ruslara karşı isyanlar çıkarmaları nedeniyle,
savaş Rus galibiyetiyle neticelenince bu topluluklara göç etmekten başka çare
kalmamıştır. 9
Sonuç
18. yüzyılın sonlarından başlayıp 19. yüzyılın ortasından
itibaren muazzam kitleler halinde Anadolu’ya gelen Kafkasya göçmenleri, gerek
anavatanlarında, gerek göçleri süresince, gerekse Anadolu’daki iskânları
esnasında büyük zorluklar çekmişlerdir. Göç eden nüfusun büyük bir bölümü,
henüz Osmanlı topraklarına ulaşamadan veya kısa süre sonra hayatını
kaybetmiştir. Yerleşimleri süresince de, özellikle sosyal ve ekonomik sorunlarla
mücadele etme durumunda kalmışlardır. Nihayetinde, Osmanlı İmparatorluğu’ndan
Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan nüfus bileşenleri arasında yerlerini
almışlarıdır. Türkiye başta olmak üzere, özellikle Ortadoğu’da diasporik bir
topluluk konumuna gelen Kafkasya kökenli halklar, Türkiye’nin iskân haritasında
büyük bir yer kaplamaktadır. Bugün Türkiye’nin istisnasız bütün bölgelerinde ve
neredeyse hemen her ilde, Kafkasya muhacirlerinin kurduğu pek çok yerleşim
birimi bulunmaktadır. Geçmişte Doğu Anadolu’ya göç etmiş Kafkas kökenli Türk
halklar ise o bölgelerin 1920lerde yeniden kurtarılmasıyla Türk Vatandaşı
olarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Kafkasya menşeli muhtelif topluluklarca
meskûn bu yerler, yine de çevrelerinde isimlerinin başına, özellikle “Çerkes”
ibaresi getirilerek anılan yerler halini almışlardır. 10
1850’lerde ivme kazanıp 20. yüzyıla kadar yoğun biçimde
süren ve sonrasında günümüze dek azalarak da olsa devam eden Kafkas göçlerinin
ve göçmenlerinin, Anadolu’nun etnik, sosyal ve kültürel yapısına önemli
derecede tesirleri olmuştur. Bu çerçevede, önce Osmanlı tebaası, ardından
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kafkasyalılar için tek tip bir profil çizmek
doğru değildir. Elbette, bu topraklara göçleri, kimileri için 150 yıldan
ötesine dayanan bu toplulukların, Türkiye’nin geçirdiği ekonomik, sosyal ve
siyasi değişimlerden etkilenmemesi düşünülemez. 11
KAYNAKÇA
1-Mehmet Yılmaz, “XIX.
Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Muhacir İskân Politikası”, Osmanlı, C. 4, Yeni
Türkiye Yayınları, İstanbul 2002, ss. 587–602, s. 587
2-Ali Sinan Bilgili,
'Azerbaycan Türkmenleri Tarihi', Türkler, C. 7, Yeni Türkiye Yayınları,
Ankara, 2002, ISBN 975-6782-33-1, s. 29.
3-Ufuk Gülsoy,
1828–1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rumeli’den Rusya’ya Göçürülen Reâyâ, Türk Kültürünü
Araştırma Enstitüsü, İstanbul 1993
4- Ali Sinan Bilgili,
'Azerbaycan Türkmenleri Tarihi', Türkler, C. 7, Yeni Türkiye Yayınları,
Ankara, 2002, ISBN 975-6782-33-1
5- Kırımdan yapılan göçler hakkında daha
ayrıntılı bilgi için bkz. Hakan Kırımlı, “Kırım’dan Türkiye’ye Kırım Tatar
Göçleri”,
6- İzzet Aydemir, Göç
Kuzey Kafkasyalıların Göç Tarihi
7- Fatih Berber,
19-yuzyilda-kafkasyadan-anadoluya-yapilan-gocler
8- (Çobanoğlu, 2000b:
73)
9- 8 Habiçoğlu,
a.g.e., s. 148-150; Erkan a.g.e.,s. 17-22
10- : İpek,
Rumeli’den; İpek, Göçler; Mehmet Yılmaz, a.g.t.; B. Yıldız, a.g.t.; Bayraktar,
Bilig; Bayraktar, Türkiyat Araştırmaları; Faruk Kocacık, Balkanlardan
Anadolu’ya Yönelik Göçler (1878-1900) Karşılaştırmalı Yerli ve Göçmen Köyü
Monografileri, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bilim
Dalı Yayınlanmamış Doktora
11- Fatih Berber,
19-yuzyilda-kafkasyadan-anadoluya-yapilan-gocler
Yorumlar
Yorum Gönder